Bakliyatın önemi daha iyi anlaşıldı
Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir, korona virüs salgınında bakliyat ürünlerinin öneminin açıkça görüldüğünü belirterek, “Bakliyat ürünleri, virüs salgınının başlangıcından bu yana temizlik ve kişisel hijyen malzemeleri ile birlikte en fazla talep gören ürünler arasında yer aldı” dedi.
Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, korona virüs salgını sürecinde bakliyat ürünlerine artan talebi, yaptığı yazılı açıklamayla değerlendirdi. Dünya genelinde yaşanan korona virüs (Covid-19) salgınıyla birlikte öncelikle tarım-gıda sektörü, özelinde ise anavatanı Anadolu olan bakliyat ürünlerinin öneminin açık biçimde görüldüğünü belirten Özdemir, “Bakliyat ürünleri, virüs salgınının başlangıcından bu yana temizlik ve kişisel hijyen malzemeleri ile birlikte en fazla talep gören ürünler arasında yer aldı” ifadelerini kullandı.
“Son 5 ayda hastalıkla mücadele rehberlerinde yer aldı”
Özdemir, bakliyat ürünleri sağlıklı, ekonomik ve bozulmadan uzun süre muhafaza edilebildiği için bu dönemde satın alma eğiliminin arttığına dikkat çekti. Özdemir, “Tüm bu özellikleri nedeniyle bugüne kadar sadece diyetisyenler tarafından önerilen bakliyat ürünleri, son 5 aylık süreçte başta Dünya Sağlık Örgütü olmak üzere Birleşmiş Milletler ve birçok ülkenin ilgili bakanlıklarının da hastalık ile mücadele rehberlerinde kendisine yer buldu. Salgının başladığı ilk zamanlar bakliyat ürünlerinin tercih edilme nedeni, daha çok ekonomik olma ve bozulmadan uzun süre muhafaza edilebilme özelliklerine dayanıyordu. Ancak, sonraki aşamada bakliyat ürünlerinin sağlık açısından olan faydalarına ilişkin de önemli bir farkındalık oluştu. Yüksek besin değerinin yanında özellikle virüslerin çoğalmasını engelleyen (antiviral) ve aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendiren (prebiyotik) gıdalar olarak ön plana çıkmaları, bakliyat ürünlerinin daha da fazla talep görmesi ile sonuçlandı” dedi.
“Talebin karşılanmasında hiçbir sıkıntı yaşanmadı”
Bakliyat ürünlerine yoğun talebin karşılanmasında Türkiye’nin ve Mersin’in önemli bir misyon üstlendiğini vurgulayan Özdemir, şunları kaydetti:
“Öncelikle yurt içinde 2-3 kat artmış olan talebin yerine getirilmesinde ülkemiz hiçbir sıkıntı yaşamadı. Diğer yandan, yurt dışında gerçekleşen talep artışından da pay alabildik. AKİB verilerine göre, 2020 yılının ilk 5 aylık döneminde ülkemizin bakliyat ihracatı geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 38 artış gösterdi. Tedarik zincirinde hiçbir kırılma yaşanmadan ülkemizin göstermiş olduğu bu başarılı performansta Mersin bakliyat sektörünün önemli bir payı var. Türkiye bakliyat sektörünün tüm bileşenleri kümelenmiş bir şekilde kentimizde toplanmıştır. Ülkemizde bakliyat ürünlerinin işlenmesine dayalı sanayinin yaklaşık yüzde 70’i Mersin’de kurulu. Ülkemiz bakliyat dış ticaretinin yüzde 80’i Mersin üzerinden yapılmakta. Mersin’de yaklaşık 250 firma bu sektörde çalışmakta ve istihdama önemli katkı sağlamakta. Özellikle sokağa çıkma yasağı olduğu dönemlerde tarım-gıda sektörünün muaf tutulmasına yönelik hızlı adımlar sayesinde bakliyat ticaretinin merkezi Mersin’de firmalarımız kesintisiz, özveriyle ve günde üç vardiya halinde çalışarak, bu sürecin herhangi bir aksama yaşanmadan geçirilmesine büyük katkı sundular.”
“Bakliyat üretimi ve tüketimini artırmalıyız”
Özdemir, özellikle pandemi sürecinde bakliyat ürünlerinin protein ve mineral içeriği, yüksek besin değeri, antiviral ve prebiyotik özellikleri, çok çeşitli hastalıklar ile mücadelede etkinliği gibi birçok niteliğinin ön plana çıktığını kaydederek, “Bundan sonraki aşamada bakliyat ürünlerinin bu çok yönlü faydalarına ilişkin oluşan önemli farkındalığın başta genç nesillerimiz olmak üzere artarak devam etmesini sağlamamız gerektiği kanaatindeyim. Ana hedefimiz, bakliyat üretimi ve tüketimini daha da artırmak olmalıdır” değerlendirmesinde bulundu.