Sayfa 33 -
$ DOLAR → Alış: 32,43 / Satış: 32,56
€ EURO → Alış: 34,63 / Satış: 34,77

Süreyya AĞAOĞLU

Baha Akıner
Baha Akıner
  • 23.06.2020

Bugün,
Türkiye’nin ilk kadın avukatı doğdu dostlar…

Bugün, Süreyya AĞAOĞLU doğdu.

1903’te;
Azerbaycan’ın Şuşa kentinde,
Hukuk Profesörü Ahmet AĞAOĞLU’dan oldu,
Sitare Hanım’dan doğdu minik Süreyya…

Hep farklı bir çocuktu…

Hak’kı, Haklı’yı savunan;
Hiçbir zaman da hakkını yedirmeyen bir yapısı vardı…

Lise yıllarında,
Sınıfta Cumhuriyet rejiminden söz ettiğinde;
Arkadaşlarının ‘gavur’ olarak çağırdığı Süreyya,
Avukat olmayı kafasına koyar…

Hukuk Fakültesine kaydını yaptırmak istediğinde ise,
Engellerle karşılaşır…

O yıllarda kız öğrenci olmadığından,
Üniversitenin Rektörü olan,
Haldun TANER’in babası Selahattin Bey’e başvurur…

Dönemin kadınlarının henüz çarşafla dolaştığı bir zamanda,
Başını bile kapatmadan görüşmeye giden Süreyya;
Selahattin Bey’e Fakülteye girmek istediğini söylediğinde,
Odanın içinde kahkahalar yankılanır…

Ancak;
Süreyya,
Bu direnişin ardından,
Kendisi gibi avukat olmak isteyen 3 arkadaşını daha götürünce,
Size hemen fakülteyi açalım cevabını alır…

Ve İstanbul Üniversitesi,
Hukuk Fakültesi’ne 1921 yılında kaydolur…

Sene, 1924…

Hukuk Fakültesi 3. sınıfta;
Bir arkadaşıyla birlikte,
Adalet Bakanlığı’nda staja başlar Süreyya…

İlk günlerin heyecanı geçince,
Bir sorunla karşılaşırlar:
Öğle yemeği işini nasıl çözeceklerdir?

Aslında o zamanlar;
Ankara’da yemek yenebilecek,
Sadece İstanbul Lokantası vardır.
Ama;
Bu lokantada,
Kadınların yemek yediği görülmüş şey değildir…

Türkiye’nin bu ilk kadın stajyer avukatları;
Öğle yemeklerini,
Bir süre için peynir ekmek yiyerek geçiştirirler.
Ama sonunda dayanamazlar…

Zamanın Basın-Yayın Genel Müdürü olan,
Babası Ahmet AĞAOĞLU’na giden Süreyya,
Öğle yemeklerini İstanbul Lokantası’nda yiyebilmek için izin alır…

İki arkadaş, ertesi gün lokantaya gider.
Herkesin şaşkın bakışları altında karınlarını doyururlar…

Ahmet AĞAOĞLU’nu ve kızını tanıdıkları için,
Kimse yüzlerine bir şey söyleyemez.
Ama arkalarından konuşmalar başlar.
Homurdanmalar ve şikayetler yükselir…

Şikayetler aynı gün,
Zamanın başbakanı ‘Rauf Bey’e de iletilir.
Rauf Bey de Ahmet AĞAOĞLU’nu arayıp durumu anlatır…

Süreyya;
O akşam eve döndüğünde,
Babasınından şu sözleri duyar:
“Başbakan,
Senin ve arkadaşının lokantada yemek yediğinizi
ve herkesin bunu konuştuğunu anlattı.
Bundan sonra öğle yemeklerine bana gelin.”

Süreyya çok üzülür…

Birkaç gün sonra,
Mustafa Kemâl ATATÜRK ve eşi Latife Hanım,
Evlerine misafirliğe gelir…

Sohbet edilirken;
Söz bu konudan açılınca,
Süreyya Hanım,
Olayı bütün açıklığıyla Mustafa Kemâl’e anlatır…

O’nun,
Kendisini anlayacağını
ve destekleyeceğini düşünmektedir…

Süreyya’yı dinleyen ATATÜRK:
“Babanın da, Rauf Bey’in de hakkı var.” diye cevap verir…

Büyük bir hayal kırıklığına uğrayan Süreyya;
Ertesi gün bakanlıktaki odasında çalışırken,
Bir yetkili telaşla içeri girer:
“Süreyya hazırlan, Paşa seni yemeğe götürecekmiş!”

Süreyya şaşırır,
Apar topar kapının önüne çıkar.
Yanında bir milletvekili ve yaveriyle arabada oturan ATATÜRK,
Süreyya’ya,
“Latife bugün seni öğle yemeğine bekliyor.” der…

Süreyya; hem şaşkın, hem sevinçlidir…

Otomobile biner…

Otomobil İstanbul Lokantası’nın önünden geçerken,
ATATÜRK, birden şoföre durmasını söyler…

Bozüyük Milletvekili Salih Bey telaşla yanlarına gelince,
ATATÜRK;
Herkesin duyabileceği bir sesle,
Salih Bey’e:
“Bugün Süreyya’yı bize götürüyorum,
Ama yarın buraya gelecek,
Yemeğini lokantada yiyecek…” der…

Süreyya’nın şaşkınlığı daha da artar.
Ne olup bittiğini;
Latife Hanım,
Yemekte,
Süreyya’nın kulağına eğilip anlatır:
“Paşa, dün akşam bu lokanta olayına çok kızdı.
Ama babanı senin yanında ezmek istemedi.
Eve gelir gelmez, birkaç milletvekilini aradı.
Yarın eşleriyle birlikte,
Lokantaya öğle yemeğine gitmelerini söyledi…”

Süreyya AĞAOĞLU,
Ertesi gün,
Arkadaşıyla lokantaya gittiğinde,
Birkaç milletvekili eşinin de ilk kez orada olduğunu görür.
Kimse onları bakışlarıyla bile rahatsız etmeye cesaret edemez…

Zordur;
Alışkanlıkların dışına çıkıp,
Tabuları yıkmak…

Zordur;
Karanlıklardan,
Aydınlığa kavuşmak…

Kararlılık ister!…
Dik duruş ister!…
Mangal gibi yürek ister hem!…

Hem böyle bir dünya lideri ister!…

Kadın, çocuk, insan, vatandaş!…
Can, Can’lı…
Kolay elde edilmedi bu haklar…

Doğum günün kutlu olsun Süreyya AĞAOĞLU…

Ata’m!…
ve silah, çalışma arkadaşları…
Minnetle…
Saygıyla…
Özlemle…

YAZARIN SON YAZILARI
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YORUM YAZ