Mersin sevdalısıdır Şinasi DEVELİ
5 ay önce kaybettik O’nu,
Mersin’in ‘Ulu Çınar’ını…
23 Ocak 2020’de…
5 aydır yitik Mersin’in hafızası.
Yazdıklarıyla, paylaştıklarıyla avunuyoruz şimdi.
Gösterdiği yolda,
Tuttuğu ışıkla,
Bıraktıklarıyla…
Bugün Şinasi DEVELİ doğdu dostlar.
100 yıl önce bugün, Karaman’da…
Şinasi DEVELİ, 100 yaşında…
Yaşarken henüz;
Adına bir gece düzenlemeyi düşünüyordu,
Mersin Büyükşehir Belediyesi…
Benden bir yazı istediler,
Şinasi DEVELİ’nin hayatı ile ilgili…
Mersin’li değil, İzmir’liyim…
Ama 12 yıldır yaşadığım Mersin’e,
Kentime sevdalıyım…
Öyküsünü araştırdım Ulu Çınar’ımız Şinasi DEVELİ’nin…
Mersin’in öyküsüymüş aynı zamanda, anladım…
Ben Şinasi DEVELİ’yi yazdıktan sonra,
Daha bir Mersin’liyim dostlar…
Tek üzüntüm tanışamamış olmak…
MERSİN SEVDALISI ŞİNASİ DEVELİ…
Bir insan yaşadığı kenti nasıl bu kadar sevebilir…
Nasıl bu kadar benimseyebilir…
Aşk varsa içinde, olur…
Benimser…
Bu kadar da sever…
Her dem “Bitmek bilmeyecek bir Mersin sevdalısı” olarak tarif ediyor kendini Şinasi DEVELİ…
İçine hep toplum ve kent yani,
Mersin yararına kazanımlar sığdırdığı,
Dolu dolu yaşamıyla “Dalya” diyen,
Ulu Çınar’ımız…
Bu bir Aşk hikâyesidir dostlar…
Mersin ve Şinasi DEVELİ…
Çocukla; yanından ayırmadığı,
En önem verdiği ve sevdiği oyuncağı gibi aynı…
Bu Aşk hikâyesi;
Şinasi DEVELİ’nin doğumuyla başlar ama yıllar yılları kovaladıkça, büyür de büyür…
Yaşadığı, sevdiği ve benimsediği yerdeki küçük oyunlardan Sevda’ya, Sevda’dan Aşk’a yönelir Şinasi…
Önce oyundur sokaklarında oynadığı…
Sonra Aşk…
Her ânıyla; her noktasında,
Buram buram yaşadığı…
Durur durduğu yerde tüm yaşanmışlıklarıyla Mersin ama,
Birlikte çok yol katederler, çok şeyler üretirler…
Birlikteliklerine de
“Mersin ve bir Mersin Sevdalısı” adını verirler…
Bu bir Mersin ve bir ‘Mersin Sevdalısı’nın hikâyesidir dostlar…
Şimdilerde Mersin’in ve tüm yönleriyle tarihinin yaşayan ulu çınarı kabul edilen Şinasi DEVELİ;
26 Haziran 1920’de babasının memuriyeti dolayısıyla gittikleri Karaman’da doğar…
Doğduğunda Osmanlı İmparatorluğu vatandaşıdır…
Savaş yıllarıdır…
Zor zamanlardır…
Aslen Tarsus’ludur Şinasi ve ailesi…
Bir Tarsus’lu,
Bir Mersin’li mecbur kalmışsa gider, terk eder kentini anca…
Çok da kalamaz dışarılarda…
İlk fırsatta döner Mersin’e…
Tarsus’a…
Karaman’da doğar Şinasi ama kısa bir süre sonra Tarsus’a döner aile…
İlk ve orta tahsilini Mersin’de yapar Şinasi…
Diğer arkadaşlarından farklıdır her konuda…
Tüm derslerini çabuk kavrar; sınıfının, okuldaki diğer akranlarının önünde gider hep…
Öğretmenleri mutlaka okuması gerektiğini bildirir aileye…
1937 yılında Mersin’de lise olmadığı için önce Adana’ya gider, ardından Ankara’da bitirir lise tahsilini…
1940 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girer…
Orayı da 1944 yılında dereceyle bitirir…
Mersin’de ve tüm Türkiye’de üniversite mezununun hemen hemen hiç olmadığı o yıllarda tüm bu tahsil hayatını;
Babasını küçük yaşlarda kaybettiği için terzilik yapan annesinin yüreği ve emeği sağlar…
Her sene yaz aylarında çalışır;
Hem aile bütçesine katkı sağlar,
Hem harçlığını çıkarır genç Şinasi…
1944 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirir bitirmez Mersin Adliyesi’nde avukatlık stajına
ve 45 yıl aktif sürdüreceği mesleğine ilk adımını atar…
Sicil Numarası 45 olan baro mevcudu,
İlçeler de dahil sadece 21 Avukat’tır…
O yıllarda çok az Hukuk Fakültesi mezunu olduğu düşünüldüğünde;
İstese devlette hakimlik, savcılık ve müfettişlik gibi
o zamanlar da revaçta olan memuriyete geçebilir aslında…
Fakat Şinasi DEVELİ, tercihini avukatlık mesleğini yapmak yönünde kullanır…
Bu tercihindeki en büyük düşüncesi ise:
Mersin Adliye’sinde memur olarak çalışan babasının;
1928 yılında yeni harflere geçildiğinde,
Amirlerinden aldığı emirler doğrultusunda,
6 ay içinde yeni harflere geçilmesinden sorumlu tutuldukları
ve gece yarılarına kadar çalışıp gözünü kaybedince,
Göz doktoru tarafından “Memuriyet Yapamaz” raporu verilip,
Eline 500 liraya yakın bir para iliştirilerek,
Memuriyetten çıkarılması
ve bu olayların üzerinden kısa bir zaman sonrasında,
Babasını kaybetmesidir…
Bu yaşadığı travma, Şinasi DEVELİ’yi memuriyetten soğutur…
Mersin Adliyesi’ndeki stajının ardından askere gider…
Asker dönüşü tekrar Mersin’de serbest avukatlık yapmaya devam eder…
1963 ile 1973 yılları arasında 10 yıl süreyle Mersin Barosu Başkanlığı da yapar…
Dedik ya;
Mersin sevdalısıdır Şinasi DEVELİ
ve bu bir ‘Karşılık Beklemeksizin Yaşanılan Aşk Hikâyesi’dir diye…
1836’da köy,
1852’de Nahiye,
1864’de Kaza,
1888’de Liva
ve nihayetinde Cumhuriyet’in kurulmasının ardından,
1924 yılında Vilayet olan Mersin’e sevdası hiç bitmez Şinasi DEVELİ’nin…
Sokak sokak…
Bucak bucak…
Kaza kaza…
Nahiye nahiye,
Bilir, gezer, öğrenir, araştırır Mersin’i…
Dile kolay; tüm yaşantısını, ömrünü adayarak…
1987 yılında yani 67 yaşında,
İlk kitabının önsözüne şunları yazar Şinasi DEVELİ:
“Sokak sokak, bucak bucak, kaza kaza, nahiye nahiye bilirim kentimi, Mersin’i…
Tüm yönleriyle araştırdım…
Ömrümü verdim bu kente…
Belki dokunmadığım, bilmediğim, bilinmesi gereken bir yeri vardır diye hep bekledim…
Beklerken araştırmaya devam ettim…
Biraz daha beklemek isterdim ama artık bu bilgileri hemşehrilerime aktarma gibi bir sorumluluğu da taşıyorum üstümde…
Dolayısıyla, bu kitabı yayınlamaya karar verdim…”
1933 yılında,
Mersin’in adının İçel olarak değiştirilmesi sonucundaki yaşanılan sıkıntılarla yıllarca mücadele verir Şinasi DEVELİ…
Meslektaşları ve milletvekilleri Edip ÖZGENÇ
ve Turhan GÜVEN’le birlikte…
O’na göre; Mersin, Mersin ismiyle dünyaca tanınmıştır…
Mersin, tekrar Mersin olmalıdır…
Nihayetinde,
20 Haziran 2002 tarihinde İçel olan vilayetin ismi,
Tekrar Mersin olarak değiştirilir…
Kente dokunuşları bununla, bunlarla bitmez Şinasi DEVELİ’nin…
Aşık olduğu kentin geçmişini araştırır…
Derinleştikçe içinde, bile – isteye boğulur ya Sevda’sının…
Kitaplar yazar Mersin hakkında…
Sokak sokak…
Bucak bucak…
Kaza kaza…
Nahiye nahiye,
Dünden bugüne,
Eskisiyle yenisiyle,
Yaşananları, yaşanmışlıkları araştırır…
Hiç bilinmeyen yönlerini bulur…
Bulur ve paylaşır çevresiyle, insanlarıyla, insanlarla…
Panelle, söyleşiyle…
Yayınlar kitaplarında…
Hep dokunur dokunabildiğince Mersin’e, Mersin’lilere…
Kitaplaştırdığı “Sosyalist Ülkelerde 12.000 km” isimli seyahat notlarında bile Mersin’e olan sevdasını söylemekten, aktarmaktan çekinmez…
Araştırmalarını; bizler de okuyalım,
Gelecek kuşaklara da aktarılsın diye 8 kitapta toplar…
Toplar toplamasına ama hiç boş durmaz ki…
Mersin ile ilgili paneller – söyleşilere katılır,
Araştırmalar yapar hep yaşamı boyunca…
Şinasi DEVELİ’nin Aşk’ına
yani Mersin’e ve Mersin kültürüne hizmeti nedeniyle verdikleri belgeler ve plaketlerle;
Birçok kurum ve teşekkül, özellikle;
Mersin Valiliği,
Mersin Üniversitesi,
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası,
İçel Sanat Kulübü,
Uluslararası Mersin Müzik Festivali
ve vilayet olarak İçel adının Mersin’e dönüşüne gayreti ve çabaları dolayısıyla Mesiad tarafından
Takdir ve teşekküre layık görülmüştür…
Şinasi DEVELİ;
Mersin Belediyesi Meclis Üyeliği,
Başkan Vekilliği ve Meclis Başkan Vekilliği gibi önemli görevler de üstlenmiştir…
100 yıllık yaşamı boyunca en çok üzüldüğü konunun;
Doğduğu yıl olan 1920’de babasının çıkarttığı,
Osmanlı’nın son padişahı Vahdettin’in tuğrasını taşıyan Nüfus Cüzdanının değişimi sırasında,
Memurlar tarafından habersizce alıkonması olduğunu söyler Şinasi DEVELİ…
Bir oğlu ve ondan bir kız torunu olan Şinasi DEVELİ;
Oğlunun ve torununun da avukatlık mesleğini tercih etmesiyle gurur duyar…
100 yıllık yaşamı boyunca;
Çok sevdiği, sevdalısı olduğu kentine,
Mersin’e hizmeti kendine şiar edinir Şinasi DEVELİ…
“Mersin çok güzel bir şehir…
Herkes kıymetini bilsin…
Kenti yönetenler güzel hizmetler versin…
Ben Mersin’i, Mersin’lileri ve Mersin’de yaşayıp kendini Mersin’li olarak görenlerin hepsini çok seviyorum…”
sözleri bir miras şimdi biz kendini Mersin’e ait hissedenlere…
Mirasına sahip çık Mersin, Mersin’li…
Şimdi oralarda bir yerlerde;
Biz kendini Mersin’e ait hissedenlere,
Mersin’e hizmet etmek isteyenlere bakıyor,
Bizi izliyor,
Bizimle gurur duyuyor…
Şinasi DEVELİ, 100 yaşında…
Anısına ve muhteşem üretimlerine saygıyla…
- Fikret KIZILOK - 21 Eylül 2021
- “Eller ve Şiir ve Şair” - 10 Eylül 2021
- Walking Dead Özkan - 31 Ağustos 2021
- Stefan ZWEIG - 18 Ağustos 2021
- Rüştü ONUR - 2 Ağustos 2021
- ŞİİR VE AŞK… - 14 Temmuz 2021
- Frida KAHLO - 5 Temmuz 2021
- Adile NAŞİT - 16 Haziran 2021
- Türkçemiz ve Şiir - 7 Haziran 2021
- Pablo Neruda ve Nazım - 4 Haziran 2021